SAKAL DÖKÜLMESİ VE SEYREKLİĞİ
NEDENLERİ

Sakal seyrekliğine neden olan faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
• Sakalın çıkmasına engel olacak hormonal bozukluklar
• Bölgede yeteri kadar kıl kökünün bulunmaması
• Genetik faktörler
• Epilasyon, yara, yanık gibi nedenlerden dolayı bölgede kıl kökleri tahrip olmuş ve bu sebeple kıl çıkmıyor olabilir
• Her hangi bir cilt veya sağlık problemi nedeniyle bölgede kalıcı kellik oluşmuş olabilir

SAKAL EKTİRME ÖNCESİ SÜREÇ

Sakal ekimi öncesinde bölgeye öncelikle lokal anestezi işlemi uygulanmaktadır. Uygulama sonrasında her hangi bir komplikasyon oluşamaması adına kişinin hastalık öyküsü alınarak gerekli tahliller yapılarak önlemler alınmalıdır. Uygulamada küçük kanamalar olacağından dolayı öncelikle uygulama yapılacak bölgenin temiz olmasına dikkat edilmelidir.

Uygulama bölgesi hazırlandıktan sonra ekim yapılacak kök sayısı belirlenerek uygun bölgelerden alınan kıllarla ekim gerçekleştirilir. Uygulama lokal anestezi ile gerçekleştirildiğinden dolayı her hangi bir acı hissedilmemektedir. Kıllar genellikle ense kökünden seçilir. Kıllar ekim yapılırken doğallığı korumak adına tek tek ekilmelidir.

SAKAL EKİMİ NASIL YAPILIR?

Sakalı çıkmayan ya da her hangi bir sebeple dökülmüş kişilere, vücudun farklı bölgelerinden alınan kılların sakal bölgesine ekilmesi işlemine sakal ekimi adı verilmektedir. Sakal ekiminde kullanılan yöntemler FUE ve DHI yöntemleridir. Sakal ekiminde enseden alınan kıllar sakal bölgesine ekim yapılır. Tabii öncelikli olarak ne kadar kıl ekileceği uzman tarafından belirlenerek ona uygun sayıda ekim yapılmalıdır.

Greft adı verilen kıl kökleri kişinin ihtiyacına göre doğru olarak belirlenmelidir ki doğal bir görüntü oluşabilsin. Uzmanlarımız bu süreçte son derece titiz çalışmaktadır.

SAKAL EKİMİ SONRASI SÜREÇ

Sakal ekiminden sonra küçük kabuklanmaların olması normaldir. Kabukların olduğu bölgenin kaşınması normaldir ancak kaşımamaya özen gösterilmelidir. Ekilen kıl kökleri yaklaşık olarak iki hafta içerisinde dökülmektedir. Daha sonra kıllar kişiden kişiye ve yapılan ekim miktarına göre değişmekle birlikte ortalama olarak 4-12 ay içerisinde sakallar sağlıklı bir şekilde tekrar çıkmaktadır.

Bölge kesinlikle kuru tutulmalı ve enfeksiyon oluşmaması adına ellenmemelidir. Yatarken yüz üstü değil sırt üstü yatılmalı ve bölgeyi sıkmayacak giysiler tercih edilerek ekim yapılan bölgenin zarar görmesi engellenmelidir. Ayrıca bölge travmalardan korunmalıdır. Ancak 2-3 gün sonra yıkanması önerilmektedir.

Yıkarken yine saç ekiminde de olduğu gibi sert bir şekilde temas edilmemeli, yumuşak dokunuşlarla yıkanmalıdır. Yıkama sırasında reçetenizde belirtilen doğal içeriğe sahip ürünleri kullanmak faydalı olacaktır. uzmanlarımızın önerileri dikkate alınarak yüzün toparlanmasının uzatılmamasına dikkat edilmelidir.

Genelde ilk yıkamayı kliniğimizde yapıyoruz. Trabzon dışından gelen hastalarımıza da yıkama prensiplerini anlatarak kendilerinin yıkamasını sağlıyoruz. Bölgeye uygun kremler verilerek yüzün daha çabuk iyileşmesi sağlanmaktadır.

Operasyon bölgesinde şişlikler ve ödem görülmesi normaldir. Bir süre sonra bu durumun herhangi bir uygulamaya gerek kalmadan ortadan kalkacağı ve kendiliğinden dokunun eski haline iyileşerek geri döneceğini kişi bilmelidir. Bu dönemde bol sıvı tüketmek, ödem söktürücü bitki çaylarından kontrollü şekilde tüketmek ve tuz alımını kısıtlamak dokunun hem daha erken ödemini gidermesinde yardımcı olur hem de daha fazla ödem toplamasının önüne geçilir.

Sakal ekimi sonrası bireylerin dikkat etmesi gereken birçok unsur bulunmaktadır. Ancak bunların en önemlisinin ekim yapılmış olan bölgeyi darbe, sürtünmeden korumak ve el değdirmemektir.

Özellikle operasyonu takiben ilk günlerde kişinin operasyon bölgelerine dokunması tahriş olmaya kanma açılmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle mutlaka mümkün olduğunca el değdirilmemelidir. Herhangi bir nesne ile silinmeye çalışılmamalıdır veya yüz yıkanmamalıdır.

Operasyon bölgesinde şişlikler ve ödem görülmesi normaldir. Bir süre sonra bu durumun herhangi bir uygulamaya gerek kalmadan ortadan kalkacağı ve kendiliğinden dokunun eski haline iyileşerek geri döneceğini kişi bilmelidir. Bu dönemde bol sıvı tüketmek, ödem söktürücü bitki çaylarından kontrollü şekilde tüketmek ve tuz alımını kısıtlamak dokunun hem daha erken ödemini gidermesinde yardımcı olur hem de daha fazla ödem toplamasının önüne geçilir.

İşlem sonrasında toplu olarak kullanılan havuz, spa, hamam, sauna gibi yerlerden uzak durulmalıdır. Dışarı çıkarken yüzde lekelenmelerin kalmaması için güneş koruyucu kullanmak faydalı olacaktır. İyileşmenin süresini uzatmamak adına sigara ve alkol kullanılmaması önerilmektedir.

Uygulama bölgesindeki kabuklanmalar zamanla dökülerek cilt normal görümüne dönmektedir. İlk zamanlar uygulama yapıldığı belli olmaktadır fakat bu durum ilerleyen günlerde geçmektedir.